Doğa Sığınağımız mıdır, yoksa Hükmedebileceğimiz Bir Şey mi?

Yasemin Oduncuoğlu

Yazar, çevreci ve aktivist kimliği olan Terry Tempest Williams tarafından kaleme alınan Refuge: An Unnatural History of Family and Place  [Sığınak: Aile ve Çevrenin Doğal Olmayan Tarihi] (1991), insan yaşamı ile doğa arasında paralellik kurarak insan merkezli yaşamı eleştiren bir kitaptır. Çevre ve insan sağlığına gelen tahribatın sert bir eleştirisine rağmen bu kitap, son derece şiirsel bir dile sahip olduğu için okurları etkilemiştir. Williams, Amerikan hükümetinin yürüttüğü Nevada’daki nükleer testlerin insan ve doğa üzerinde yarattığı tahribatı konu alırken, kitabın son bölümünde (“The Clan of One-Breasted Women”) hükümete karşı verdiği mücadelesinden de bahsetmektedir.

Williams’ın, kendi ailesinde yaşanan travmalarla birlikte Utah’taki Büyük Tuz Gölü’nün değişimini ve göçmen kuşların yaşamlarındaki değişimi ele aldığı eser kurgusal olmayan bir anlatı. Kendisi de dahil olmak üzere ailesindeki birçok kansere yakalanmış kadını “tek göğüslü kadınlar kavmi” olarak adlandıran Williams, ailesindeki kanser vakalarının tesadüf olmadığını öne sürüyor. Kanserin kötü genler yüzünden değil, Nevada Test Bölgesi’nde 1951 yılından beri süregelen atom bombası testleri sebebiyle oluştuğunu söylüyor. Amerikan hükümetinin doğayı kullanılabilir bir araç olarak görüp son derece insan merkezli tutumlarını ve politikalarını açık bir dille eleştiren Williams, Nevada Test Bölgesi’ndeki bu nükleer testlerin sadece toprak, bitki örtüsü ve göçmen kuşlar gibi hayvanlara zarar vermekle kalmadığını, aynı zamanda çevre bölgelerde yaşayan insanların bulutlarla taşınan radyasyon yüzünden kansere yakalandığını anlatıyor.

Nükleer testler sonucunda değişen iklimle Büyük Tuz Gölü’nün su seviyesinin yükseldiğini ve bu değişimin göldeki ekosistemi olumsuz etkilediğini yazan Williams, kitaptaki her bölümün başında göldeki su seviyesini not eder. Williams’ın annesinin kanserle mücadelesini kronolojik olarak anlattığı kitabında gün gün gölün su seviyesini yazması doğadaki değişim ile insan hayatındaki değişimi paralel olarak ele aldığını gösterir. Williams, yalnızca göldeki su seviyesinin ve beraberindeki ekosistemin değişimini değil, küçüklüğünden beri gözlemlediği göçmen kuşların hayatlarının da çevredeki sulak alanların tahrip olmasıyla nasıl etkilendiğini ele alır. Bölgedeki Bear River Migratory Bird Refuge’u kullanan sayısız göçmen kuş türü, sığınaklarının yok olması sebebiyle yok olmuşlardır.
Ailesindeki kanser vakalarıyla Büyük Tuz Gölündeki doğa tahribatını tek bir sebebe, Nevada’daki atom bombası testlerine bağlayan Williams, insanoğlunun doğayı yok etmesiyle aslında insanı yok ettiğine dikkat çekiyor. İnsanın doğayla iç içe olduğunu hatırlatan bu kitap, doğada oluşabilecek en küçük değişikliğin insan bedeninde etkiler yaratabileceğini gösteriyor.

Amerikan hükümetinin nükleer testler üzerine izlediği politikaların ne kadar doğa karşıtı olduğuna ve insanoğlunun doğayı çıkarları doğrultusunda istediği gibi kullanılabilecek bir şey olarak gördüğüne dikkat çeken Williams, insanları bilinçlendirmeye yönelik başarılı bir kitaba imza atmıştır. Yazar, annesinin kanser hikayesini, Büyük Tuz Gölü’ndeki tahribatı ve göçmen kuşların yok oluşunu eş zamanlı olarak anlatarak biz okuyuculara doğa ve insan yaşamı arasındaki ilişkiye tanıklık etmemizi ve bu ilişkiyi sorgulamamızı sağlamıştır. Williams, doğayı evimiz, bir parçamız olarak görmemiz gerektiğini, bu yeni farkındalıkla da hiç vakit kaybetmeden harekete geçmemiz gerektiğini vurgulamıştır. Günümüzde Amerika’da çevrecilik doğa yazarlarına çok şey borçludur!

Kaynakça

Chandler, Marilyn R. “Unnatural Disasters.” The Women’s Review of Books, vol. 9, no. 6, 1992, pp. 10–10. www.jstor.org/stable/4021174.
Williams, Terry Tempest. Refuge: An Unnatural History of Family and Place. New York: Pantheon Books, 1991.

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türkiye'nin en iyi hd film izle sitesi.
Seo'nun en iyisi Ankara Seo danışmanlığı
Türkiye'nin en iyisi replika saat